Markalaşma
Markalaşma

21 Eylül 2021

Markalaşma

Bir firmanın güvenilirliğini, üretim kalitesini, pazar payını kısacası günümüzde piyasada var olan değerini anlatan ve sadece şirketlerin değil herkesin artık olmazsa olmazı önemli bir şey marka.

 

Dünya sıralamasındaki ilk on firma;

 

1. Amazon
2. Apple
3. Google
4. Microsoft
5. Samsung
6. AT&T
7. Facebook
8. ICBC
9. Verizon
10. ChinaConstraction Bank

 

Peki buralara gelmek o kadar kolay mı?

 

Tabii ki hayır. Logo tasarımlarından tutunda çalışanlarını seçme tekniklerine kadar birçok farklılık gösteriyor. Bazıları logo tasarımları için milyonlarca dolar harcarken bazıları dünyanın bir ucundaki yeteneğe ulaşmak için %95 işimiz için hiçbir farkı olmayan ama %5'i için kademelerle başlayan ve içlerinden sadece 10 kişinin seçildiği çok özel kişilerle çalışıyor.

Bütün bunlar kulağınıza çok uzak ya da gereksiz mi geliyor? O zaman biraz daha açalım!

2018 verilerine göre Türkiye’nin en değerli 100 markasının toplam marka değeri ise 27,5 milyar dolardı. Ve sadece bir kahvesini içtiğimiz Starbucks bile etmiyordu. Amazon’un piyasa değerini %25 arttırarak 187 milyar dolar olmasının tek sebebi çok iyi ürünler satması mı? Ya da Apple 153 milyar dolar marka değerinin olması yeni modelleri için günlerce sırada bekletecek kadar çok özel telefonlar mı üretmesi?

Cocacola’nın tarifinin sahipleri tarafından bilinmemesi ve bunu dünyanın en sağlam güvenlikli kasalarında saklanması efsanesi mi onu dünyanın her tarafında ilk tercih edilen içecek markası olmasını sağlıyor?

Yoksa sadece insanların ilk aklına gelen bir marka olmazımı?

Tabi ki bizim aklımıza gelen ilk markalar olmaları ve bunlarda bir değişiklik olmaması için yaptıkları çalışmalarla desteklemeleri sağlıyor.

Bazıları logolarına gizli gizli gülen surat yaparak bizi yumuşatıyor, bazıları hala onlarca hikaye uydurulmuş basit bir elmayı geometrik bir şekilde ısırarak yapıyor, bazıları da şişesinin kadın vücuduna andıracak kadar ince düşünülmüş zeka ürünü. Peki firmalar neden markalaşmak ve yerlerini sağlama almak bu kadar ince eleyip sık dokuyor sorusunun tek cevabı ilk ondaki firmaların günümüzde satın alamayacağı fors olmaması.

 

Bir markanın insanda oluşturduğu pek çok etki vardır. Bunlardan bazıları;

 

1. Marka, kolay erişim avantajına sahiptir.
2. Marka, tüketiciyi tatmin eder.
3. Marka, tüketiciye güven verir.
4. Güçlü markaların riski minimumdur.
5. Tüketiciye değer, saygınlık, statü katar.
6. Tüketici ve işletme arasında köprü işlevindedir.
7. Marka, tüketiciye imaj ve güven sağladığı için rakipleriyle kıyaslanma olasılığı azalır.

 

Yani gelen duygu ürün kaliteli, ihtiyacımı karşılar ve çevremde prestij oluşturur.

 

İşte en önemli sebeplerinden biri bu. Beynimiz tanıdık bir markanın ürünü alırken bunlar otomatik aklımıza geliyor ve otomatik olarak ürünün fiyatını üretildiği ülkeyi içindeki kullandığı malzemeyi ve pek çok şeyi kafamızdan atmasını sağlıyor. Firmalarda yatırımlarını artık bunun üzerine yapıyor. Piyasadaki marka değerini düşürmemek için ar-ge yatırımları özel zeki çalışanlar dünyanın her yerine bir fabrika açıp dünyadaki bilinirliğini daha da arttırmak adına aklınıza gelebilecek yatırımlar yapıyorlar ve bunları bir senelik iki senelik değil en az beş senelik olmak üzere ülkeler bazında yapıyorlar. Ve bunları yaparak bir ülkeden daha fazla değeri olabiliyor.

Peki buralara gelmek ve buralarda kalmak bu kadar kolay mı oluyor. Siz bakmayın yöneticilerin kalkıp da anlattıkları çok çalışmak yetmez daha da çok çalışmak lazım sözlerine.

Nusret nasıl bir ar-ge yapmış olabilir bir kuzuya? Otlarını Alplerin el değmemiş dağlarından suyunu amazon yağmurlarından salçasını Floransadan mı getiriyor? Tabi ki hayır.

Ama farklı bir tuzlama yöntemiyle, ete attığı tokatla ürünlerdeki yüksek fiyatlarla çekmiş olduğu belli bir kesimden yaptığı reklamlarla geldiği nokta çok iyi. Şimdi asıl önemli soru sizin de aklınıza oraya gitmek gelmiyor mu? Cebinizde bir yemek için bütçesi olsa gidip ziyaret etmez misiniz? Birbirimiz kandırmayalım tabi ki gidersiniz.

Mesela Madamcoco çoğumuzun Türk olduğunu bile bilmediği bir marka. Ev tekstili ürünlerinde bu kadar çok firma varken neden aklımıza gelen seçenek Madamcoco oluyor.

En büyük seçeneği isim belirlerken madam kısmının izlediğimiz filmlerden kadınların kendini özel hissettiği bir kelime olması ve yanına coco gibi bir şey ekleyip beynimize kokoş kelimesini çağrıştırması.

Görüldüğü gibi çılgın ar-ge yatırımları ya da Amerika’yı baştan bulmaya gerek yok. Ama belli bir zeka ile atılmış birkaç adım marka değerinizi bir anda yükseltebilir. Fakat bundan sonrası için bunu geliştirmek ve daha da yükselmek için Amerika’ya yüzecek kadar çalışmanız ya da Amerika’ya sizi götürecek seçenekleri belirlemeniz gerekiyor.

Bu yüzden sizde bunun için çok korkmamalı ve ilk atacağınız adımları belirlemeniz yeterli olacaktır. Bundan sonrası tamamen pazarlama stratejiniz ile belli olacaktır. Referanslar tanıtımlardaki farklılıklar, çalışanlarınızın kalitesi ya da reklamlarınızdaki farklılıklar sizin markalaşmadaki yolunuzu belirleyecektir.

Ne yazık ki ülkemizde bunu yapabilen bir firma daha çıkmadı. Beko ve Samsung 15 sene önce aynı noktadayken şimdi aradaki uçurumu anlatmaya gerek yok.

Sizde markalaşmada adım atmaktan çekinmeyin ve rakiplerinizin yaptıklarını biraz farklı yapmaya çalışın.

Bir gün sizde markalaşacaksınız!

 

Serkan Orbay
Kurumsal Portföy Yöneticisi

 

ÇEREZ BİLGİLENDİRMESİ Deneyiminizi geliştirmek için sitemizde çerezleri kullanıyoruz. Detaylı bilgi için K.V.K.K. Aydınlatma Metni sayfasını ziyaret edebilirsiniz.